Güncel Laboratuvar Testleri
Sağlık Sistemimizle İlgili Yazılar
|
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN İFLASA SÜRÜKLENMESİNİN NEDENLERİNİ ACABA ANLAYABİLDİNİZ Mİ? |
Yayınlanma Tarihi: |
|
|
|
|
|
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN İFLASA SÜRÜKLENMESİNİN NEDENLERİNİ ACABA ANLAYABİLDİNİZ Mİ? |
Sayın Hükümet Yetkilileri;
Ben size düşündüğümü söyleyeyim. Anlamadınız. Anlayamadınız. Anlayabilseniz herhalde bazı önlemler almayı düşünürdünüz. Başta Sayın Başbakan Erdoğan olmak üzere yanıltıldınız. Giden Sağlık Bakanı ve ekibi tarafından. Yeni Sağlık Bakanı da konuyu tam anlamış gözükmüyor. Ve sorun ortada çözülmemiş olarak duruyor. Üniversite hastaneleri borç ve iflas batağında debelenmeye devam ediyor.
Siz de durumu ilgisiz, duyarsız ve şaşkın biçimde seyrediyorsunuz.
Acaba bunları çözmek sizin göreviniz değil mi? Üzerinize almamış bir görüntü sergiliyorsunuz.
Bunları söyleyen kişi olarak, hiçbir siyasi görüşe bağlı olmadığımı belirtmek istiyorum. Sizin yandaşınız değilim. Ama düşmanınız da değilim. Cemaatçi memaatçi falan da değilim. Kendimi, muhalif bir partinin yandaşı olarak da hissedemiyorum. Çünkü bir şey üretmiyorlar ve bir program ortaya koymuyorlar. Özgür düşünen, doğrulardan yana olan, Türkiye’nin birliğini ve çıkarlarını öncelikli olarak savunan, inandığını söyleyen bir Türk vatandaşıyım. Açıkça ifade edebileceğim tek kimlik, Fenerbahçe Kulübü üyesi olmamdır. Doğrularınızı desteklerim, yanlışlarınıza karşı çıkarım. Ancak yalnızca eleştirel olarak değil. Ne yapılması gerektiğini de söyleyerek. Çünkü ben öncelikle kişilerin değil, bu ülkenin geleceğini düşünürüm ve ona katkı sağlamak isterim.
Bu nedenle, belirttiğim görüşleri dikkate almanızı öneririm.
Üniversitelerin Finansal Açmaza Girmesinin Nedenleri Nelerdir ?
Bu sonuçta, bir önceki Sağlık Bakanı’nın uyguladığı politikaların ve getirdiği önlemlerin birincil öncelik taşıdığı görülmektedir.
Üniversiteler muhalif olarak algılandılar, finansal sıkıntıya sokularak ve yönetimleri de değiştirilerek bağımlı hale getirilmeleri amaçlandı.
Sonuçta bu politikada kısmen başarılı da olundu. Yönetimler hükümete yakın hale getirildi. Bunun ne işe yaradığı tartışılır. Ama, üniversitelerin finansal sorunları çözülmedi, aksine daha da ağırlaştı. Halen de ağırlaşmaya devam ediyor.
Alınan önlemler neydi ?
1. SGK’dan yapılan hakedişler geciktirildi. Bugünlerde bu ödemelerin daha iyileştirildiği belirtiliyor, ama sorunu çözmüyor.
2. Üniversite hastaneleri, SUT denilen SGK tarifesine zorunlu hale getirildi. Düz ilçe devlet hastanelerine indirgendi. Ayrıcalıklı ve özellikli işlem yapabilmelerinin önü kesildi. Ayrıcalıklı işlemlere gerçekçi fiyat politikası uygulayabilmeleri yasaklandı. Bu kısıtlama, gelirlerinin azalmasının ana nedenidir.
3. Tam Gün Yasası da, üniversite hastanelerinin giderlerinin artmasının baş nedenidir. Tam Gün Yasası ile, daha önceleri part- time olarak sembolik ücretlere çalışan öğretim üyeleri, zorunlu olarak ödeme kapsamına alındı ve tüm ücret finansmanları üniversite hastane bütçesinin üzerine yüklendi. Üniversite hastaneleri, daha önceleri örneğin 300 öğretim üyesine ayda 2000 TL’den toplam 600.000 TL ödüyorsa,Tam Gün Yasası’ndan sonra ayda ortalama 7000 TL’den 2.100.000 TL ödemeye başladı. Doğal olarak giderleri yükseldi.
4. Belirsiz ve kontrolsüz döner sermaye harcamaları da, giderlerin yükselmesinin nedenlerinden birisidir. Üniversite hastanelerinin öncelikle borçlarının kapatılması gerekirken, temel mali kurallara uyulmadı ve savurgan harcamalara yönelindi. Bu konuda da etkin denetim sağlanmadı.
Çözüm Nedir?
Öncelikle, konuya ilgi gösterilmesi gerekiyor.
Bunun ciddi bir sorun olduğunun algılanması ve birilerinin konunun çözümüne sahip çıkması gerekiyor.
Başta da Sayın Başbakan Erdoğan’ın. Çünkü, diğer kademelerdeki yöneticilerin çoğunluğu kimliksiz ve kişiliksiz yönetim tarzı gösteriyorlar, sorun çözücü insiyatif almıyorlar ve neredeyse izinsiz tuvalete bile gidemiyorlar.
Bu tür yönetim tarzıyla temel sorunlar çözülemez.
Birilerinin, sorunu doğru biçimde Başbakan’a aktarması ve ikna etmesi gerekiyor.
Çözüm yolu açık ve nettir:
1. Üniversite hastaneleri düz ilçe devlet hastaneleri değildirler. Özellikli işlemler yapmak durumundadırlar. Özellikli işlemler için de, işlemlerin gerçek bedeli neyse o ücretleri almak durumundadırlar. Bu nedenle, özel ve vakıf hastanelerine tanınan
% 200 fark alabilme hakkının üniversite hastanelerine de tanınması ZORUNLUDUR. Üniversite hastaneleri, başka türlü gelirlerini artıramazlar ve finansal tıkanmadan kurtulamazlar.
2. Tam Gün Yasası’ndan vazgeçmelidirler. Üniversite öğretim üyelerinden isteyenler tam gün çalışmalı, isteyenler part- time çalışabilmelidir. Alacakları ücretler de, çalışma saatlerine göre belirlenmelidir. Böylelikle, üniversite hastanelerinin personel harcamaları yükü hafifletilmelidir. Part-time çalışacak öğretim üyelerine de, “ üniversite dışında yalnızca özel hastanelerde çalışabilir” tarzındaki antidemokratik kısıtlama kaldırılmalı, isterlerse kendi adlarına da serbest çalışabilme hakkı getirilmelidir.
3. Üniversite hastanelerinin harcamalarına şu kısıtlama konulmalıdır: “ Önce borçlar ödenecektir. Borçlar ödenmeden diğer harcamalar yapılamayacaktır”. Böylelikle harcama disiplini sağlanmalı, keyfi, başıbozuk, savurgan harcama yönetimlerine son verilmelidir.
SONUÇ:
Belirttiğimiz önlemler dışında da başka kurtuluş yolu yoktur. Eğer var diyen varsa, açıklasınlar da biz de öğrenelim.
Bu önlemleri uygulamak için de, sorumluluk alan kişilikli yöneticiler ve doğru bir siyasi irade gerekmektedir. Maalesef şu ana kadar bunu göremedik. Bundan sonraki dönemde de görüp göremeyeceğimizi hep birlikte izleyeceğiz. |
Makale Yazım Tarihi:21.02.2014 |
Prof. Dr. Paşa Göktaş |
|
Güncel Ortamdan Seçtiklerimiz
|