Güncel Laboratuvar Testleri
Sağlık Sistemimizle İlgili Yazılar
|
HEKİMLERİN ÇALIŞMA BİÇİMİ ve TERCİHLERİ KONUSUNDA |
Yayınlanma Tarihi: |
|
|
|
|
|
HEKİMLERİN ÇALIŞMA BİÇİMİ ve TERCİHLERİ KONUSUNDA |
ÖZGÜR DÜŞÜNEBİLMEK GEREKMEKTEDİR |
Değerli Meslekdaşlar,
Son dönemdeki, meslekdaşlar arasındaki hararetli tartışmaları izlemekteyiz.
Özellikle Dr. Mehmet Sofu’nun “serbesttabip” te ortaya koyduğu marjinal ve aykırı görüşler, birçok hekimin reaksiyonunu ortaya çıkardı. Bir anlamda, hekimlere beyin jimnastiği oldu ve edilgen kitle hareketlendi.
Bu durumu da bir kazanım olarak değerlendirmek gerek. Çünkü, hekimlerin en büyük sorunu, düşünce tembelliği ve edilgenlikti. Bu reaksiyonlar, bir anlamda hekimlerin alternatif düşünceler ortaya koymalarına neden oldu.
Ustalar, “ İnsan yaşadığı gibi düşünür” derler. Herkes, kendi konumuna göre ve kendi konumunu meşrulaştıran önerileri ortaya koymaya çalışıyor.
Özgür Düşünebilmek ve Objektif Olabilmek Çok Mu Zor Acaba?
Gerçekten özgür düşünebilmek ve objektif kalabilmek çok mu zor acaba?
Aslında zor olmaması gerekir. Ancak, giden Sağlık Bakanı döneminde öylesine baskıcı ve diktatoryal, tepeden inmeci çözümlere alıştırıldılar ki, hekimler artık her uygulamayı tepeden bekler ve doğal karşılar hale getirildiler.
Şu anda da özgür düşünebilmekte zorlanıyorlar ve içinde bulundukları kalıpların dışına çıkabilmekte güçlük çekiyorlar.
Özgürce ve objektif düşünmeye çalıştığımız zaman, aşağıdaki sonuçlara varıyoruz:
1.
Her hekim, istediği çalışma biçimini seçebilmelidir. İster özel ya da kamu hastanesi, isterse de muayenehanesinde serbest çalışma gibi.
2.
Her hekim, özel ya da kamuda çalışmadan sonra, belirli bir saatten itibaren isterse kendi özel muayenehanesini açabilmeli ve serbest çalışabilmelidir. Serbest çalışma, hekimin kendisinin karar verebileceği bir durumdur. Çünkü
bu durum, bir ekstra çalışmadır ve gönüllü olmak durumundadır.
3.
Hekimin ürettiği hizmet ister kamuda, ister özel hastanede, isterse de muayenehanede olsun, sonuçta halka sunulan bir hizmettir ve özünde bir kamu hizmetidir. Bu anlayış, öncelikle tüm toplum kesimleri tarafından kabul edilmelidir.
4.
İsteyen hekim, SGK ile sözleşme yapar, istemeyen yapmaz. Bu durum, hekimin tercihine bırakılmalıdır.
5.
SGK, ödeyeceği miktarı belirlemelidir. Şu anda bu miktar da zaten belirlidir.
İsteyen hekim, eğer SGK’ nın ödediği miktarı yeterli bulursa, bu fiyatlara hizmet sunabilir.
Bunu yeterli bulmayanlar fark alabilmelidir.
Fark sınırı, kesinlikle serbest bırakılmalıdır. Bu farkı ödemeyi gönüllü olarak kabul edenler, istediği hekimi seçebilmelidirler.
6.
Üniversite, eğitim hastanesi, devlet hastaneleri, özel hastanelerde çalışan hekimler arasında ayırım yapılamaz. Tümüne eşit koşullar uygulanmalıdır.
7.
Hastalar, istediği hekimlerini seçebilmelidirler. Bu yönden kısıtlama olmamalıdır. Hekim de, istediği çalışma biçimini seçebilmelidir.
8.
Yasaklar ve kalıplar, giden Bakan’ın diktatoryal ( + populist) düşüncelerinin ürünüydü. Aynı yasakların ve kalıpların aynen devam etmesi savunulamaz ve sürdürülemez niteliktedir. Bu yasakların ne ülkeye ve halka, ne de hekimlere bir yararı bulunmamaktadır.
9.
Hekimlerin fazladan muayenehanede çalışmaları, ek olarak bir hizmet üretimidir ve ülkenin de yararınadır. Ayrıca, hekim açığının etkisini azaltacak, akılcı bir uygulamadır. Bu nedenle desteklenmelidir.
10.
Sağlık sisteminin içeriği, performans sistemi ve hasta başı ödeme gibi uygulamalarla etik sınırlardan uzaklaşmış ve özellikle de halkın sağlığı yönünden tehlikeli biçimde bozulmaya başlamıştır. Asıl hastalık, sistemin kendisindedir. Hekimler, kötü bir sağlık sisteminin uygulayıcıları ve aynı zamanda kurbanları durumuna düşmüşlerdir.
Yukarıda belirtilen görüşler ve tespitler doğrultusunda, hekimlerin de etkin olacağı karar mekanizmalarıyla, sağlık sisteminde gerekli düzenlemelerin ve esnekliklerin yapılması kaçınılmaz görünmektedir.
Hekimlerin de bu yönde ve birlik içinde çaba göstermeleri gerekmektedir.
|
Prof. Dr. Paşa Göktaş |
|
Güncel Ortamdan Seçtiklerimiz
|