Prof.Dr.Paşa Göktaş
Biyografi
Anasayfa Güncel Laboratuvar
Yazıları
Sağlık Sistemi
Yazıları
Sosyal Konular
Hakkında
Fenerbahçe
Hakkında
Güncel Ortamdan
Seçtiklerimiz
Bilimsel
Yazılar
Kongre
Bildirimleri
İletişim

Sağlık Sistemimizle İlgili Yazılar

YUNANLI DOKTORLARI GETİRMEK Mİ,YOKSA KENDİ DOKTORLARINI DAHA VERİMLİ KULLANMAK MI AKILCIDIR?
Yayınlanma Tarihi:
Sayın Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Yunanlı doktorların işsiz olanlarından 6000 doktora Türkiye’de çalışma izni verilebileceğini söyledi. Kendisi Batı Trakya göçmeni olduğu için, herhalde aklına öncelikle Yunanlı meslekdaşlarımız geldi. Bir görüştür, saygı duyulur.
       Ancak, bu görüş ne ölçüde akılcıdır, onu tartışmak gerek.

          Yabancı Doktor Çalıştırmak Hayalci ve Ekonomik Bedeli Ağırdır
       Yabancı doktor çalıştırmak kolay değildir. En başta dil, iletişim ve kültür sorunu olacaktır. Bunun dışında, ciddi bir ekonomik bedeli de olacaktır.
          Daha Gerçekçi ve Maliyetsiz Bir Yöntem Nedir?
       Var olan doktorları daha verimli şekilde kullanmaktır. Bunun için de, doktorların çalışmasında esnek çalışma yöntemlerini yaygınlaştırmak ve mesaiden sonra da diledikleri yerde ve diledikleri biçimlerde sağlık hizmeti üretimini sürdürmelerine izin vermek ve teşvik etmek gereklidir. Madem Yunan doktorların Türkiye’ ye getirilmesi teşvik edilecektir, ondan önce elinizdeki kaynakları teşvik etmelisiniz.
       Daha önceki dönemlerde, doktorların % 82’si saat 16:00’ya kadar kamu hastanelerinde, daha sonra da kendilerine ait işyerlerinde çalışmaktaydılar. Emeklerini her iki yerde de değerlendiriyorlardı ve gönüllü olarak, günde yaklaşık 11- 12 saate yakın çalışıyorlardı. Cumartesi günlerini de sayarsak, fazladan haftalık ortalama 25 saat civarında sağlık hizmeti üretimi gerçekleştiriyorlardı.

          Fazladan Çalışmanın Doktor Sayısı Karşılığı Nedir?
       Her doktor ortalama 25 saat gönüllü sağlık hizmeti üretimi yapmayacaktır. Bu bir tercih meselesidir. Daha çalışkan olanlar, daha fazla çalışmak ve gelir elde etmek isteyenler bunu yapacaktır.
       Daha önceki yıllarda bunu tercih eden hekim oranı % 82 idi. Elimizde böyle bir veri bulunuyor.  
      
Türkiye’ de şu anda 124.000 hekim olduğu belirtiliyor.
       Hekimlerin % 82’sini bırakın, % 70’i bile mesaiden sonra çalışmayı tercih etse, bu sayı 86.800 olacaktır. %50’ si tercih etse bile, 62.000 olacaktır.
       Haftalık çalışma saatini 40 saat olarak düşünürsek, mesaiden sonra çalışan hekimler 25/ 40= 0.625 birim hesabıyla, haftada normal mesai uygulayan bir hekime göre, % 62.5 daha fazla gönüllü sağlık hizmeti üretimi yapacaklardır.
       Bunu hekimlerin % 70’ i uygulasa, 86.800x 0.6254= 54.250 hekimlik fazla mesai üretilecektir.
       Hekimlerin % 50’si uygulasa, 62.000x 0.625= 38.750 hekimlik fazla mesai üretilecektir.  
      
Mevcut doktor sayımız da, 40.000- 50.000 civarında artmış gibi bir etki ortaya çıkacaktır.

          Hazine Burnumuzun Dibinde Duruyor
       Maalesef hazine burnumuzun dibinde durmaktadır. Ancak farkına varılamıyor. Çünkü işletmeciliğin temel kurallarına aykırı işler yapılıyor.

          Geçmiş Cumhuriyet Dönemi Yönetimlerinin Yaptıkları Küçümsenmemelidir
       Geçmiş Cumhuriyet dönem hükümetleri- sağcısı olsun, solcusu olsun- neden part-time olarak bilinen esnek çalışmayı sürdürdüler sanıyorsunuz? Hekimleri en yüksek düzeyde değerlendirmek ve hekim azlığının etkilerini gidermek için.
       Bugüne göre çok daha az olan hekim sayısını, onları gönüllü çalışmaya teşvik ederek giderdiler. % 82 oranda hekimi gönüllü ek çalışmaya teşvik ederek, 60.000 hekimden 97.500 hekim etkinliği çıkardılar.
       Bunu gerçekçi ve akılcı bir hekimlik modeli olarak görmek gerekir.
       Üstelik de, kamuya maliyeti çok düşük bir model.
       Bu modelden ders alınması gerekir.
       Böyle bir esnek çalışmayla, 124.000 hekim sayısına, gönüllü olarak 50.000 civarında fazladan hekim varmış gibi etki sağlanabilir ve hekim sayısı 174.000 gibi etki yaratabilir.

         
Mevcut Tamgün Modeli Hantal ve Pahalı Bir Modeldir
       Mevcut Tamgün Yasası ile getirilen model, bayat ve hantal bir modeldir. Hekimleri düz memura dönüştürüyor ve tembelleştiriyor. Aynı zamanda, oldukça pahalı bir model. Sağlık harcamalarındaki artışa bakın görürsünüz. Aynen bir zamanlar şikayet edilen Kitler ( Kamu İktisadi Teşekkülü) gibi bir modeldir. Böyle bir modelin sürekli kaynak istemesi ve Türkiye’yi finansal çıkmaza sürüklemesi kaçınılmaz görünmektedir.

          Uzlaşma Kültürü Gerekli, Kavga Değil
       Bunun için, Tamgün Yasası benzeri gönüllü çalışmak isteyeni yasaklayan, beton gibi katı modeller yerine, gönüllü çalışmayı teşvik eden akılcı modeller gereklidir.
       Doktor ile barışmak ve uzlaşmak gerek. Onlarla kavga ederek her hareketini kısıtlamak değil.

       Bunun için de, Sağlık Bakanlığı’nın yeni bir zihniyete değişim göstermesi gerekiyor. Yeni, akılcı ve dinamik kadrolarla.
Makale Yazım Tarihi:04.11.2013
Prof. Dr. Paşa Göktaş


Güncel Ortamdan Seçtiklerimiz